Av. Asile Betül YAYLA – SAĞLIK ÇALIŞANLARININ HAKLARI
Av. Asile Betül YAYLA – SAĞLIK ÇALIŞANLARININ HAKLARI
Sağlık çalışanlarının hakları, hasta hakları gibi sistematik bir şekilde ele alınmadığından ilgili mevzuat dağınıktır. Sağlık çalışanlarının hakları hasta hakları kadar dile getirilmese de esasında birbirini tamamlayan haklardır.
Sağlık çalışanı kavramının da mevzuatta net bir tanımı yapılmamıştır. Doğrudan ya da dolaylı sağlık hizmetine katkıda bulunan kişiler sağlık çalışanı sayılmıştır. Sağlık meslekleri üzerine temel kanunumuz olan Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun 4 (TŞSTİDK), başlangıçta sağlık mesleklerini beş ana grupta tanımlamıştır.
- Tabipler,
- Diş tabipleri ve dişçiler,
- Ebeler,
- Sünnetçiler,
- Hasta bakıcı ve hemşireler olarak tanımlamıştır.
Sağlık meslekleri ve sağlık çalışanlarıyla ilgili en kapsamlı değişiklikler de 06/04/2011 tarihli (RG. 27916, 26.04.2011) , Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun madde 9 ile gerçekleştirilmiş olup; bu tarihe kadar uygulamada olan sağlık meslekleri ve sağlık hizmetlerine yardımcı diğer meslekler (sağlık mesleği sayılmayan) da böylelikle mevzuatta kendine yer edinmiştir.
Sağlık çalışanları ile ilgili en kapsamlı tanım; hastalıkları teşhis ve tedavi etmek, insanların sağlığını korumak ve iyileştirmek; ruhen, bedenen ve sosyal yönden tam bir iyilik halinin oluşmasını ve bunun devamını sağlamak amacıyla (Hakeri: s. 122 ) değişik sağlık meslek üyelerinden bir araya gelen ve birbirlerini tamamlayan, bu kapsamda her biri kendi görevini yerine getirip, bilgi ve deneyimlerini sürekli paylaşan, ortak kararlar alıp, bu kararı da yine birlikte uygulayarak doğrudan sağlık hizmetine katılan kimseler ile, başka meslek üyelerinden de olsa, sağlık hizmetinin sunulmasına ilişkin organizasyonda yer alan, dolaylı da olsa bu hizmet içerisinde mesleğini sürdüren kimseler olarak ifade edilmiştir. (Uçak: s. 17.)
Hasta hakları konusunda yasal düzenlemeler sürekli yapılmışken sağlık çalışanlarının hakları konusunda boşluklar bulunmaktadır. Sağlık sistemini dengede tutabilmek için sağlık çalışanlarının hakları ve hasta hakları bir arada değerlendirilmelidir. Her iki tarafında menfaati korunmalıdır. Ama öncelikle hak kavramının tanımının yapılması gerekir. Hak; hukuk düzeninin kişilere tanıdığı ve koruma altına aldığı yetkilerdir.
Sağlık çalışanlarının hakları ele alınırken, hekim hakları esas alınarak sınıflandırma yapılmıştır. Hasta ile yaşanan hukuki uyuşmazlıkların karşı tarafında, ağırlıklı olarak, hekimler bulunduğundan, gerek yargı kararları gerekse doktrin, konuya hekimler üzerinden eğilmeyi tercih etmiştir. ( Hakeri, s. 97 ) Hekim haklarının çoğu aynı zamanda sağlık çalışanlarını da kapsamaktadır.
Hekimler hekim hasta ilişkisi sürecinde ve işiyle alakalı diğer süreçlerde hukuken korunan çeşitli haklara sahiptirler.
- Yeterli Eğitim Alma ve Sürekli Mesleki Gelişim Hakkı
- Yeterli Ücret Alma Hakkı
- Mesleğini Serbestçe İcra Etme Hakkı
- Çalışma süreleri, nöbet, fazla çalışma, dinlenme ve izne ilişkin hakları
(Özel kurum ve kuruluşlardaki sağlık çalışanlarının, çalışma süresiyle ilgili düzenleme, İş Kanunu madde 63’te yer almakta olup bu maddeye göre, genel bakımdan çalışma süresi haftada en çok kırk beş saattir ve aksi kararlaştırılmamışsa bu süre, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanır.)
- Modern Teknoloji ve Bilimi Kullanma Hakkı
- Yönetimsel Kararlara Katılma Hakkı
- Hastayı Reddetme Hakkı
- Uzmanlık alanına girmeyen hastalıklara bakmama hakkı
- Konsültasyon İsteme Hakkı
- Sağlığını Koruma ve Mesleki Risklerden Korunma Hakkı
- Tıbbi etik ilkelerine bağlı olunmasını isteme hakkı
(Her sağlık çalışanı, bizzat tıbbi etik ilkelerine bağlı olmakla yükümlü olduğu gibi, kendisi de diğer meslektaşlarından tıbbi etik ilkelerine bağlı olunmasını isteme hakkına sahiptir. )
- İyileşme Garantisi Vermeme Hakkı
- Hastasına Yeterli Zaman Ayırma Hakkı
- Tanıklıktan Kaçınma Hakkı
(Hekimler, meslekleri gereği hasta hakkında öğrendikleri bilgiler nedeniyle tanıklıktan kaçınma hakkına sahiptir (CMK.madde46))
- Tedaviyi Belirleme Hakkı
- Bilgi Alma ve Tavsiye ve Tedavisine Uyumu İsteme Hakkı
- Cezalandırma Eylemlerinde Bulunmama Hakkı
(Hekim hiçbir şekilde herhangi bir kişinin cezalandırılması eyleminde (ölüm cezası, işkence) aktif görev almaya zorlanamaz. )
(Ankara Tabip Odası Yayınları, 1997, Ankara.)
Sağlık hizmeti sunumu sırasında veya bu görevlerden dolayı personele karşı hasta ve hasta yakınları tarafından işlenen fiziksel ve sözlü şiddet ceza hukuku kapsamında değerlendirilir. Sağlık çalışanlarına karşı yaralama, hakaret veya tehdit gibi suçlar genel olarak işlenmekte olup bu suçlardan bazılarının kamu görevlisi sıfatıyla mesleğini icra eden sağlık çalışanlarına karşı işlenmesi hali, o suçun cezasını arttıran bir haldir.
Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’deki madde 54 kapsamında getirilen düzenlemeye göre, Bakanlık ve bağlı kuruluşlarında; sağlık hizmeti sunumu sırasında veya bu görevlerden dolayı personele karşı işlenen suçlar sebebiyle, ceza hukuku kapsamında yürütülmekte olan işlemler ve davalarda, personelin talebi üzerine, Bakanlık ve bağlı kuruluşlarınca hukuki yardım yapılacağı, Bakanlık ve bağlı kuruluşları merkez ve taşra teşkilatı ile döner sermaye teşkilatı kadrolarında bulunan hukuk birimi amirleri, hukuk müşavirleri ve avukatların, ayrıca vekaletname ibraz etmeksizin, ilgili personeli vekil sıfatıyla temsil edeceği belirtilmiştir. (Zengin, Mehmet Ali, Hekimin Hukuk Rehberi, Adalet Yayınevi, Ankara 2016, s. 30. )
Sağlık çalışanlarına şiddetin önlenmesi yasa teklifi ile birlikte hakaret, tehdit, yaralama, görevi yaptırmamak için direnme suçlarında cezaların yarı yarıya artırılacağı; sağlık çalışanlarına yönelik şiddet eylemlerine Türk Ceza Kanunu’nun 51’inci maddesi uyarınca verilen hapis cezası ertelenmeyeceği belirtilmiştir.
Sağlık çalışanları, kişilik haklarına saldırı niteliğindeki eylemlere karşı, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilirler.