ÇEVKO Vakfı Aralık Söyleşisinde “COP29 Taraflar Konferansı” Değerlendirildi
ÇEVKO Vakfı Aralık Söyleşisinde
“COP29 Taraflar Konferansı”
Değerlendirildi
ÇEVKO Vakfı’nın Küresel Isınma Kurultayı Komitesi iş birliğiyle düzenlediği “COP29 Değerlendirmesi” başlıklı çevrimiçi söyleşisi 2 Aralık 2024 tarihinde gerçekleşti. İSO Yönetim Kurulu Üyesi ve Sürdürülebilirlik Platformu Başkanı Sultan Tepe, Çevre ve Sürdürülebilirlik Uzmanı, OMÜD Genel Sekreteri Umay Yılmaz ve ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer’in katıldığı söyleşinin moderatörlüğünü, Küresel Isınma Kurultayı Komitesi Başkanı Celal Toprak yaptı.
Basın Bülteni, 6 Aralık 2024
ÇEVKO Vakfı Söyleşilerinin Aralık ayındaki özel oturumunda Bakü’de gerçekleşen COP29; Taraflar Konferansı gündemdeydi. Söyleşi, ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer’in yaptığı açılış konuşmasıyla başladı. Konferansın en önemli gündem maddesinin finansman oluğunu belirten İmer, “Gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelere her yıl en az 300 milyar dolar iklim finansmanı sağlaması hedefi sonuç metnine girdi” dedi. İmer, konferansta küresel karbon piyasalarına ilişkin kuralların netleştirilmesi konusunda da bir anlaşma sağlandığını söyledi.
ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer: “Bundan sonraki süreçte, liderlik, samimi ve bencillikten uzak davranış ve kararlar kritik önemde”
29. Birleşmiş Milletler Taraflar Konferansı’nda iklim finansmanının yanında ‘Barış, Yardım ve İyileşme için İklim Eylemi’ne ilişkin Bakü Çağrısı’nın başlatıldığını belirten Mete İmer, bu çağrının iklim kaynaklı savaşların önüne geçecek ve savunmasız ülkelere desteği arttıracak stratejileri geliştirmeyi amaçladığını bildirdi. İmer “Finansman dışında ele alınan bir başka konu da toplumsal cinsiyet eşitliği idi; iklim eyleminde toplumsal cinsiyetin gözetilmesi hedefleniyor” şeklinde konuştu. Fosil yakıtlardan çıkış konusunda COP 28’de alınan karar ile ilgili bir gelişme olmamasının hayal kırıklığı yarattığını belirten İmer “Bundan sonraki süreçte, uluslararası toplumda özellikle büyük ölçekli ülkelerin liderliklerinin, samimi ve bencillikten uzak davranış ve kararlarının başarı için kritik önemde olduğunu” sözlerine ekledi.
Mete İmer, Türkiye’nin 29. Taraflar Konferansı kapsamında 2053 Uzun Vadeli İklim Stratejisi’ni Birleşmiş Milletlere ilettiğini; buna göre 2030’a kadar: Enerji tüketiminin %16 azaltılmasının; birincil enerjideki yenilenebilir enerji oranının %17’den %50’ye çıkarılmasının, 4,8 GW nükleer enerji kurulu gücü ile 2,1 GW batarya kapasitesinin devreye alınmasının, güneş ve rüzgar kurulu gücünün dört kat artmasının hedeflendiğinin bildirildiğini söyledi. Bununla birlikte, önemli ev ödevlerimizin bulunduğunun altını çizen İmer “Bizim ÇEVKO Vakfı olarak, 2053 Karbon Nötr hedefine ulaşabilmek için, iki yıl önce yaptığımız ve içinde ulusal katkı beyanımızın mutlak azaltım hedefi olarak belirlenmesi, iklim yasası ve ilgili düzenlemelerin çıkarılması, enerji üretiminde kömürün kullanımına kademeli olarak son verilmesi için plan yapılması, finansman sağlanması, ulusal farkındalık kampanyası oluşturulmasının yer aldığı 10 maddelik çağrımız geçerliliğini koruyor” şeklinde sözlerini tamamladı.
COP29’u yerinde takip eden isimlerden İSO Yönetim Kurulu Üyesi ve Sürdürülebilirlik Platformu Başkanı Sultan Tepe, Taraflar Konferansı’ndaki gelişmeleri anlattı.
İSO Yönetim Kurulu Üyesi ve Sürdürülebilirlik Platformu Başkanı Sultan Tepe: “Dünyanın iklim değişikliği mücadelesi için yıllık 1.3 trilyon dolara ihtiyacı var”
Sultan Tepe sözlerine şöyle başladı: “COP29’un genel çerçevesine bakarsak, COP28’de alınan kararlar değerlendirildi ve finansman odaklı bir toplantı oldu. Dünyanın iklim değişikliğiyle mücadele için yıllık 1,3 trilyon dolara ihtiyacı olduğu belirtildi. Ancak bu finansmanı sağlama sorumluluğu, gelişmiş ülkelerin üzerine yüklendi. Listede 24 ülke var ve bunların çoğu Avrupa,
Amerika ve Kanada’dan oluşuyor.”
Özellikle Çin ve Suudi Arabistan gibi büyük finansal kaynaklara sahip olan ülkelerin, bu sorumluluğun dışında tutulmasının büyük tartışmalara yol açtığını belirten Tepe, gelişmekte olan ülkelerin fonların borç yerine hibe şeklinde sağlanması gerektiği görüşünü savunduklarının altını çizdi. Tepe sözlerini, “Özellikle yeşil yatırımlar için verilen krediler, geri ödeme yükü yaratıyor ve bu, gelişmemiş ülkelerin ekonomik durumuyla bağdaşmıyor” şeklinde sürdürdü.
Küresel emisyon azaltım hedeflerine yönelik durumun da değerlendirildiğini belirten Tepe, COP28’de alınan kararların yeterince hayata geçmediğinin görüldüğünü, alınan kararların uygulamaya geçmesindeki yavaşlığın iklim hedeflerinin gerçekleşmesini riske attığını sözlerine ekledi.
Taraflar Konferansı’nda kayıp ve hasar fonunun devreye alınması kararının alındığını belirten Sultan Tepe, büyük doğal afetlerle oluşan kayıpların karşılanması için bir fon oluşturulması gerekliliğinin vurgulandığını da söyledi.
OMÜD Genel Sekreteri Umay Yılmaz: “İhtiyaç duyulan şey, finansal kaynakların doğru yerlere yönlendirilmesi”
Söyleşide son sözü alan Umay Yılmaz, iklim eylemi açısından çok kritik bir dönemden geçtiğimizi belirterek konuşmasına başladı. “İklim krizinin bir takvimi var ve son yıllarda, özellikle pandemi sonrası doğal afetlerdeki artış, bu konunun ne kadar acil olduğunu bir kez daha gösterdi” diyen Yılmaz, sözlerine “afetlerin şiddetinin ve sıklığının arttığını hepimiz gözlemliyoruz, hatta bazılarını bizzat yaşıyoruz. Yaz aylarının her yıl daha sıcak hale geldiğini de fark ediyoruz. Tüm bunlar, iklim krizinin hayatımızdaki etkilerini açıkça gösteriyor şeklinde devam etti. Yılmaz “Bugün artık ne yapılması gerektiğini biliyoruz; teknolojilerimiz ve çözümlerimiz var. Ancak ihtiyaç duyulan şey, finansal kaynakların doğru yerlere yönlendirilmesi. Bu finansal akışın belli bir takvime oturtulması ve düzenli şekilde işler hale getirilmesi gerekiyor. Finansla ilgili tüm kararlar COP29’a bırakıldı, bu da beklentiyi artırdı. Ancak maalesef finansa dair tüm konuları sonuca bağlayamadılar. Bu gelecek senenin iş yükünü artıracaktır” dedi.
Umay Yılmaz konuşmasına şöyle devam etti: Bu COP’ta adaptasyon finansmanına daha fazla odaklanıldığı görülüyor. Çünkü iklim krizinin olumsuz etkileri, özellikle kırılgan coğrafyalarda ciddi sorunlar yaratıyor. Ancak bu, mitigasyon projelerinin ihmal edilmesi anlamına gelmemeli. Çünkü fosil yakıt kullanımını ve sera gazı emisyonlarını azaltmadığımız sürece kriz ilerlemeye devam edecek.
ÇEVKO Vakfı’nın Küresel Isınma Kurultayı Komitesi iş birliğiyle hazırladığı “COP29 Değerlendirmesi ” başlığını taşıyan söyleşiyi, ÇEVKO Vakfı’nın YouTube kanalından da izleyebilirsiniz: