Hijyen ve temizlikle başlayan kişisel çaba ancak sağlıklı-dengeli bir beslenme ve yaşam ile toplumsal bilince dönüşebilir. Bakteriler ve virüsler olmak üzere birçok yabancı madde bağışıklık sistemimizi etkiler. Bu bakımdan, bağışıklık sistemimizin güçlü olmasına en çok ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde, COVİD-19 Salgınında düzenli uyku, egzersiz, temiz hava ve sağlıklı beslenme hayati bir önem taşımaktadır.
Covid-19’dan korunmak için alınan önlemler, günlük hayatı ve pek çok alışkanlığı da önemli ölçüde değiştirdi. Bu dönemde izolasyon nedeniyle evde kalınan sürelerin uzaması, hareketsizlik ve sağlıksız beslenme alışkanlıklarını da beraberinde getirdi. Pandemi süreciyle birlikte hareketsizlik ve kötü beslenme kilo kontrolünü zorlaştırdı. Hızlı kilo alımı ve beslenmedeki düzensizlikler nedeniyle bağışıklık sistemini zayıflatan bir etkiye neden oldu
Araştırma Sonucu: Obezite ve COVID-19 Arasında Çarpıcı İlişki Son çalışmalar, obezitenin, kardiyovasküler hastalık gibi diğer hastalıklardan bağımsız olarak, koronavirüs hastalığının (COVID-19) şiddetli semptom ve komplikasyonların artırdığını gösteriyor. Eldeki veriler, obezite hastalarının yeni koronavirüsün neden olduğu hastalık olan COVID-19 nedeniyle ağır hasta olma olasılığının daha yüksek olduğunu gösteriyor. Giderek artan sayıda rapor, obeziteyi koronavirüs ölümleriyle ilişkilendirdi ve Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) şimdi obeziteyi şiddetli COVID-19 için bir risk faktörü olarak listeliyor. CDC, obeziteyi vücut kitle indeksi (BMI) 40 veya üzeri olarak tanımlar. Bununla birlikte, obezitenin neden hastalığın daha tehlikeli bir formu ile ilişkili olduğu tam olarak bilinmemektedir. Duruma ışık tutmak için, Almanya, Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletlerindeki bir uzman ekibi, kanıtları incelemek ve şu ana kadar bilinenleri açıklığa kavuşturmak için bir araya geldi. Bulguları Nature Reviews Endocrinology’de yayınlandı. Mevcut kanıtlar Makale, obezite ve COVID-19 ile ilgili mevcut ön verileri özetlemektedir.
Salgının başladığı Çin’de, 383 hastadan elde edilen veriler, obezitenin, COVID-19 ile ilişkili şiddetli pnömoni geliştirme riskini % 142 artırdığını gösterdi. New York City’de 4.000’den fazla COVID-19 hastası arasında yapılan büyük bir araştırma, yalnızca şiddetli obezitenin hastaneye yatış için yaştan sonra ikinci bir risk faktörü olduğunu ortaya koydu. Seattle’da, kritik derecede hasta COVID-19 hastaları üzerinde yapılan bir çalışma da benzer bulgular elde edildi. Bu analiz, obezite hastalarının % 85’inin mekanik ventilasyona ihtiyaç duyduğunu, buna karşılık obez olmayan hastaların % 64’ü mekanik ventilasyona ihtiyaç duydu. Dahası, obezite hastalarının % 62’si COVID-19’dan öldü, obezite olmayanların ise % 36’sı. Bununla birlikte, bu özel çalışmanın tümü kritik derecede hasta olan sadece 24 hastayı içerdiğinin ve bu durum verilerden geniş kapsamlı sonuçlar çıkarmayı zorlaştırdığını belirtmek önemlidir. Analize dahil edilen son çalışma Fransa, Lille’de 124 hastayı içeriyordu ve ayrıca obezite hastalarının invazif mekanik ventilasyona ihtiyaç duyma olasılığının daha yüksek olduğunu buldu. Kanıtlar birlikte, obezitenin COVID-19 için önemli bir risk faktörü olabileceğini gösteriyor… Obezite neden bir risk faktörüdür? Önemlisi, risk, obezite hastalarında daha yaygın olan yüksek tansiyon gibi diğer hastalıklardan bağımsız görünmektedir. Çalışma yazarlarına göre, obezitenin şiddetli COVID-19 riskini artırmasının bir yolu solunum disfonksiyonudur. Obeziteye sahip kişilerin, COVID-19’a karşı savunmada kritik öneme sahip olan hava yollarında daha yüksek direnç, daha düşük akciğer hacimleri ve daha zayıf solunum kaslarına sahip olma olasılığı yüksektir. Bu faktörler, bir bireyin zatürree geliştirme olasılığını artırır ve kalbe ek stres yükler. Obezite aynı zamanda diyabet, kalp hastalığı ve böbrek hastalığı ile ilişkilidir ve bunların tümü aynı şekilde pnömoni gelişme riskini artırır. Diyabetin yapımları ile COVID-19 arasındaki bağlantı özellikle önemli görünüyor.
DÜŞÜK KALORİLİ DİYETLERDEN VE TEK TİP BESLENMEDEN UZAK DURUN!
Kilo dengesini sağlamak için düşük kalorili diyetlere başvurmak, bağışıklık sistemini zayıflatan ve vücudu hastalıklara karşı savunmaz hale getiren en önemli faktörlerden biridir.
SAĞLIKSIZ VE SÜREKLİ ATIŞTIRMALARDAN KAÇININ
Ne yediğinize dikkat edin ve ne pahasına olursa olsun atıştırmalıklardan kaçının. Açlık ataklarını bastırmak için miktarına dikkat ederek meyve ve çiğ kuru yemiş yiyebilirsiniz.
RENGARENK SEBZELER İLE VİTAMİN DEPOLAYIN
Sebzeler Vitaminlerle doludur…Yüksek seviyelerde K vitamini, folat, demir, potasyum, kalsiyum, betakaroten ve antioksidanların yanı sıra, bağışıklık sistemini güçlendiren benzersiz özelliklere sahiptir.Sebzelerde, özellikle turuncu renkli olanlarda bol bulunan A vitamini, dokularınızı sağlıklı tutarak bağışıklık sisteminin düzenlenmesine yardımcı olur.Çeşitli meyve ve sebzelerde kolayca bulunan başka bir besin olan C vitamini, antikor oluşumunu uyarır.Tüm bu yararları elde edebilmek için ıspanak, lahana, brokoli, karnabahar ve biber gibi yiyecekler yiyin.
PROTEİN ALIMINI İHMAL ETMEYİN
Protein bağışıklık sistemi ve iyileşme için gereklidir. Vücuttaki hücreleri oluşturmak ve onarmak gerekir. Bazı mükemmel protein kaynakları arasında; deniz ürünleri, baklagiller ve yağsız kırmızı/beyaz et bulunur. Balıklarda ve diğer deniz ürünlerinde bulunan Omega 3 yağ asitleri, gelişmiş bir bağışıklık sistemi için gereklidir.Ayrıca, yoğurt veya kefir gibi süt ürünleri de protein ihtiyaçlarınızı karşılamanıza ve bağışıklık sisteminizi daha da güçlendirmenize yardımcı olabilir
EGZERSİZ İÇİN ZAMAN AYIRIN
Dışarıda spor salonuna gitmek yerine evde yapılabilecek basit birkaç hareket ile bağışıklığımızı güçlendirip, kalp ve damar sağlığımıza olumlu katkılar sağlayabilir
GÜNLÜK SU TÜKETİMİNİZİ İHMAL ETMEYİN
Yeterli su tüketimi ve sıvı alımı, bağışıklık sistemi açısından önemlidir. Vücuttaki besinlerin sindirilmesi ve oluşan atık maddelerin atılması için yaşamsal öneme sahip olan su, enfeksiyonların vücuttan atılması için gereklidir.
GÜNLÜK UYKU DÜZENİNİZE DİKKAT EDİN Günlük uyku düzeni Covid-19 ile mücadelede önemlidir. Kaliteli uyku, vücudun bağışıklık sistemini düzenler. Sağlıklı bir uyku için akşam yemeklerinde ağır ve yağlı besinlerden uzak durulmalıdır.
KORONA VİRÜSE KARŞI HANGİ VİTAMİN VE MİNERALLER KULLANILABİLİR?
• Dvitamini: D Vitamini hem bağışıklık sisteminin güçlenmesinde hem de sağlıklı kemikler-dişler için gereklidir.
• Demir: Eksikliğinde bağışıklık sistemini güçsüz düşürür ve enfeksiyonlara duyarlılığı artırır. Kırmızı et, yumurta, kuru meyveler, kuru baklagiller ve yeşil sebzeler yanında C vitamini alınmalıdır. C vitamini vücuttaki demir emiliminin artmasına katkı sağlar.
• Çinko: Bağışıklıkta önemli rolü vardır. Et, karaciğer, yumurta ve deniz ürünleri, çinkonun en iyi kaynağıdır.
• Omega 3: Bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklardan korunmayı sağlar. Balık (uskumru, somon, sardalye), ceviz, badem, soya filizi, koyu ve yeşil yaprak sebzeler, keten tohumu, semizotunda bulunur.
• B12: Sinir sisteminde, bağışıklık sisteminde, ve kemik iliğinin kan hücre yapımında görevlidir. B12 vitamini, et, süt, peynir, yumurta ve balık gibi sadece hayvansal besinlerde bulunur.
• Probiyotikler: Biyolojik değeri yüksek süt ve süt ürünleri probiyotik ve prebiyotik içeren gıdalar, sindirimi kolaylaştırır ve bağışıklık sistemini güçlendirirler.
Bağışıklığımızı güçlendirici Besinler Nelerdir?
Çörekotu: Çörek otu tohumunun günlük 30 mg/kg oral kullanımının bağışıklık sistemini güçlendirici etkilerinin olduğu yönünde çalışmalar mevcuttur.
Doğal Antibiyotikler: Sarımsak, kefir, brokoli, zencefil, kekik, kırmızı biber, elma sirkesi ve baldır.
Kefir: Düzenli tüketildiğinde vücut direncini arttırma da çok önemlidir.
Zencefil: Asya kökenli bir bitki olan zencefilin sağlığa yararı çok eski zamanlardan beri bilinmektedir, yüksek vitamin ve besin kaynağıdır.
Kekik: Kramp çözücü, dezenfekte edici ve balgam söktürücü olarak kullanılmaktadır. Akciğer ve bronşlar başlıca kullanım alanlarındandır.
Bal: Antimikrobiyal etki göstererek bağışıklık sistemini güçlendirir.